ARAS: “BİLİRKİŞİLERİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMEDE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR."

Bilirkişi: Çözümü Uzmanlığı, Özel Veya Teknik Bilgiyi Gerektiren Hâllerde Oy Ve Görüşünü Sözlü Veya Yazılı Olarak Vermesi İçin Başvurulan Gerçek Veya Özel Hukuk Tüzel Kişisini İfade Etmektedir

RÖPORTAJLAR 17.08.2022 23:27:00 0
ARAS: “BİLİRKİŞİLERİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMEDE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Son yıllarda en çok tercih edilen meslekler arasında yer alan “Bilirkişi kimdir”ve meslekle  tüm ayrıntıları Bilirkişi, Eğitici ve ,Makina mühendisi  Bülent Aras’a sorduk keyifle okuyacağınız ayrıntılı yanıtlar aldık.

-Bilirkişilik nedir?

Bülent ARAS:Bilirkişi: Çözümü Uzmanlığı, Özel Veya Teknik Bilgiyi Gerektiren Hâllerde Oy Ve Görüşünü Sözlü Veya Yazılı Olarak Vermesi İçin Başvurulan Gerçek Veya Özel Hukuk Tüzel Kişisini İfade Etmektedir. Bu tanımlama Ceza Muhakemesi Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Bilirkişilik Kanunu ve Bilirkişilik Yönetmeliğinde bu şekilde açıklanmıştır. Bilirkişinin görevlendirmesi de bu mevzuat çerçevesinde Mahkemeler, Cumhuriyet Başsavcılıkları ve görevlendirmeye yetkili ilgili olan diğer merciler tarafından yapılmaktadır. Bilirkişinin iki fonksiyonu vardır: Bilirkişi raporunun bir takdiri delil niteliğinde olması, bilirkişinin Hâkimin veya savcının yardımcısı niteliğinde olmasıdır. Bilirkişi olay hakkında ilk elden bilgi sahibi değildir. Hâkimin hüküm faaliyetine benzer şekilde olayı araştırıp bir rapor hazırlar. Bilirkişi, görevlendirmeyi yapan mercie, soruşturmanın, davanın taraflarına ve kendi işverenine karşı bağımsız olup görevini yalnızca uzmanlık alanındaki bilimsel verilere göre yerine getirir. Bu görevin yerine getirilmesinde, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapmaksızın dürüstlük ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi gerekmektedir. Bilirkişi incelemesi aşamasında önemli olan bilirkişin oy ve görüşünü oluştururken uzmanlık alanına ait teknik terim ve ifadeleri, mümkün olduğu ölçüde, görevlendirmeyi yapan merci ve tarafların anlayabileceği bir dil ile açıklaması zorunludur. Bilirkişi, bağımsızlığına zarar verebilecek veya böyle bir izlenim uyandırabilecek her türlü davranış ve ilişkiden uzak durması, görev süresince doğrudan veya dolaylı olarak uyuşmazlığın taraflarından gelen uzman görüşü, danışmanlık, hakemlik ya da buna benzer bir görevi, yakınlarının veya iş ilişkisinin bulunduğu kişi, kurum veya kuruluşların, tarafı olduğu ya da ilgili bulunduğu davalarda görevlendirmeyi kabul etmemesi gerekir. Sicile ve listeye kayıtlı olan bilirkişi kendisine verilen görevi kabulle yükümlü olup ancak görevlendirildiği konuda uzmanlık bilgisi ve tecrübesinin yeterli olmadığını, konunun kendi uzmanlık alanına girmediğini, varsa görevi kabulden kaçınmasını haklı kılacak mazeretini, görevlendirmeyi yapan mercie bildirmekle görevden çekilebilir.

-Bilirkişilik Kanunu ve bilirkişiliğin gözden geçirilmesinin aşamaları nelerdir?

Bülent Aras:Adalet Bakanlığı Yargı Reformu Stratejisi (2009), “3. Yargınının Verimliliği ve Etkinliğinin Artırılması” ana hedefi doğrultusunda, “17. Bilirkisilik müessesesinin gözden geçirilmesi” başlığı altında; “Bilirkişilik müessesesinden ve bilirkişilerden kaynaklanan aksaklıklara yönelik yaygın şikâyetler bulunmaktadır. Özellikle bilirkişilerin teknik ve özel bilgi gerektiren konularda görüş bildirmekten ziyade, hüküm kurar nitelikte kesin yargıda bulundukları, hâkimlerin yargının is yükünün ağırlığı nedeniyle bilirkişi incelemesine çok sık başvurdukları yönünde eleştiriler bulunmaktadır. Adlî, idarî ve askerî yargıda; ceza, hukuk ve idarî yargılama usulünde ayrı ayrı olmak üzere, coğrafî bölgelere, mahkemeye gelen is sayısına, ihtisas mahkemesi ve dava konularına göre tasnif edilmiş şekilde alan araştırması yapılarak; elde edilen veriler doğrultusunda bilirkişilik müessesesinin yeniden düzenlenmesi, sadece özel ve teknik alanlarda uzman bilirkişilerin belirlenmesi ile bilirkişilerin seçimi ve denetiminde objektif, bilimsel ölçütler uygulanması sağlanacaktır. Bu kapsamda, bilirkişi etik ilkelerinin belirlenmesi, bilirkişilere yönelik hukuk rehberi hazırlanarak Türkiye Adalet Akademisinde eğitim verilmesi ve adalet komisyonlarınca etkin bir şekilde bilirkişi listelerinin belirlenmesi hedeflenmektedir” şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu kapsamda hazırlanan Eylem Planında; “Yargı mensupları, adalet aktörleri ve akademisyenler ile işbirliği içerisinde etkinlikler düzenlenerek ihtiyaç analizi yapılacaktır. Diğer ülke uygulamalarının incelenmesi tamamlanacaktır. Bilirkişi hukuk rehberi çıkartılacak ve Türkiye Adalet Akademisi ile işbirliği halinde eğitim çalışmaları yapılacaktır. Bilirkişi etik ilkeleri belirlenecektir. Gerekli mevzuat değişiklikleri tamamlanacaktır” şeklinde orta vadeli hedefler belirlenmiştir.2010-2014 Adalet Bakanlığı Stratejik Planının GZTF Analizi (Güçlü Zayıf Yönler Tehditler Fırsatlar) kısmında; “Amacına uygun işlemeyen bilirkişilik müessesesi”, “Tehditler" kapsamında yer almıştır. Bu amaçla 2.9’da “2010 yılı sonuna kadar bilirkişilik kurumunun geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yürütülmesi” hedeflenmiş olup “Yargı mensupları, adalet aktörleri ve akademisyenler ile işbirliği içerisinde etkinlikler (toplantı, seminer, sempozyum, çalıştay vb.) düzenlenmesi, Bilirkişilik kurumunun etkinliğinin artırılması amacıyla ihtiyaç analizi ve diğer ülke uygulamalarının incelenmesine yönelik çalışmalar yapılması, mevzuat değişikliklerinin hazırlanması, Bilirkişi etik ilkelerinin belirlenmesi” gerekli stratejiler olarak ortaya konulmuştur. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ile Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü ise sorumlu birimler olarak belirlenmiştir. Yine 2014-2018 10. Kalkınma Planında Bilirkişilik kurumu gözden geçirilerek etkin işleyen bir sistem oluşturulması adalet sisteminin geliştirilmesi amacıyla benimsenen politikalar arasında yer almıştır.Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü koordinesinde ve eşleştirme ortağı Almanya ile birlikte 2013 yılı başından itibaren 21 ay süren 1.500.000,00 EURO bütçeli “Geliştirilmiş Bilirkişilik Projesi” uygulamaya alınmıştır. Proje esas itibarıyla; “hukuki konularda bilirkişiye başvuruların önlenmesi, yargılama sürelerini uzatan ilave bilirkişi rapor sayılarının azaltılması, bilirkişilerin seçilmesinde ve atanmasında objektif kriterler ve standartların oluşturulması, bilirkişilerin niteliklerinin geliştirilmesini” hedeflenmiştir. Projenin faaliyetleri sonucunda; 1-Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının uygulamalarından kaynaklanan aksaklıklara ilişkin tespitler; a) Hâkim ve Cumhuriyet savcıları hukuki konularda bilirkişi raporu almaları, b) Bilirkişilik ile ilgili mevzuat düzenlemelerini takip etmekte yetersizlik, c) Delil toplamadan, somut sorular yöneltmeden bilirkişi incelemesi yaptırılması, d) Özel veya teknik bilgi gerektiren konularla hukuki konuların ayrımının doğru bir şekilde yapılamaması, e) Verecekleri kararın sorumluluğunu paylaşma düşüncesi, 2-Bilirkişilerden kaynaklanan aksaklıklara ilişkin tespitler; a) Bilirkişilik yapan kişiler için herhangi bir kalite standardının, objektif kriterlerin olmayışı, b) Bilirkişi raporlarının kısa ve özensiz olması, bilimsel şekilde hazırlanmaması, c)Bilirkişilerin raporlarında girmemeleri gerektiği halde hukuki konulara değinmeleri, 3-Temyiz Mahkemelerinin görüş ve yaklaşımlarından kaynaklanan aksaklıklara ilişkin tespitler; a) Hukukçu bilirkişi olması gerektiğine ilişkin kararların bulunması, b) Hâkimin kendisinin takdir ettiği kusur oranı gibi hukuki konularda bilirkişi raporu alınmamasını bozma gerekçesi yapması” hususları tespit edilmiştir. Proje kapsamında; Antalya, Ankara, İstanbul, Afyonkarahisar ve Samsun illerinde sempozyumlar düzenlenmiştir. Proje sonucunda ise 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu yürürlüğe girmiştir.

-Kimler bilirkişi olabilir ve başvuru için gerekli belgeler nelerdir?

Bülent ARAS:Uzmanlık alanını belgelemek kaysıyla gerçek veya tüzel kişiler bilirkişi olabilir. Bilirkişi alımlarında duyurular her yıl Kasım aylarında Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Bilirkişi başvuruları Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi içerisinde yer alan bilirkişi portalı üzerinde bilirkişi bölge kurullarına yapılmaktadır. Başvuruların nasıl yapılacağına dair usul ve esaslar Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından belirlenmektedir. Bilirkişilik yapmak isteyen gerçek kişilerden; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, yabancılar için pasaport veya yabancı kimlik numarası ve çalışma iznini gösteren belge, bilirkişi bölge kurulunun yetki çevresinde oturduğu ya da meslekî faaliyetini yürüttüğüne dair yazılı beyan, uzmanlık alanını gösteren diploma, meslekî yeterlilik belge, uzmanlık belgesi, ustalık belgesi veya benzeri belgelerin aslı veya onaylı sureti, mesleğini icra edebilmek için herhangi bir meslek kuruluşuna kayıtlı olmak zorunda olanlar için, meslek kuruluşuna üye olduğuna dair son altı ay içinde alınmış oda faaliyet belgesi veya oda kayıt belgesi, Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından daha fazla bir süre belirlenmemiş olmak kaydıyla, bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalıştığını gösterir belge, görev belgesi veya mesleki faaliyetten veya sanat icrasından geçici ya da sürekli olarak yasaklı olmadığına dair kayıtlı olduğu meslek kuruluşu veya çalıştığı kurum ya da kuruluştan alacağı belge, bilirkişilik temel eğitimini tamamladığına dair belge, banka hesap numarası istenmektedir. Bilirkişi Kanunu ve Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden bugüne kadar gerçek bilirkişiler ile ilgili duyuru ve buna bağlı olarak alımlar yapılmış olup tüzel bilirkişiler ile ilgili henüz bir duyuru yapılmamıştır. Tüzel kişilerin başvurularında gerekli olan belgeler yönetmelikte açıklanmıştır. Bilirkişi bölge kurulu başvuranın gerekli şartları taşıyıp taşımadığını değerlendirir ve şartları taşıyanlar arasından başvuranın mesleki tecrübesini, katıldığı meslek içi eğitimleri veya uzmanlığı gösteren belgeleri dikkate alarak en liyakatli olanları seçerek bilirkişiliğe kabul edilenleri sicile üç yıl için kaydetmektedir. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmeleri halinde bilirkişilik listesi ve siciline kaydedilmektedir.

-Bilirkişilerin ilgi alanına giren konular ve görevlendirmenin sınırları nelerdir?

Bülent ARAS:Bilirkişinin ilgi alanına giren konu veya incelemenin mevzuat gereği özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir konu olması zorunludur. Burada önemli olan görevlendiren merci tarafından hukuki ve teknik konu yarımını net olarak ortaya koyması gerekmektedir. Görevlendirmeyi yapan merci tarafından inceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi, bilirkişinin cevaplaması gereken sorular, raporun verilme süresi, bilirkişiye, görevlendirme yazısının ekinde, inceleyeceği şeyler, dizi pusulasına bağlı olarak ve gerekiyorsa mühürlü bir biçimde teslim edilir; ayrıca bu husus tutanakta gösterilmesi gerekmektedir. Herhangi bir yargısal faaliyette, bilirkişiye üç şekilde ihtiyaç duyulabilir. Birincisi; özel veya teknik bilginin vakıalara uygulanmak suretiyle varılacak sonucun iletilmesi gerekebilir. Örneğin; trafik kazasına sebebiyet veren aracın yerde bıraktığı lastik izinden veya kaza sonrası oluşan hasarlardan hareketle aracın çarpma anındaki hızı hakkında görüş beyan edilmesi, imza incelemesi neticesinde senetteki imzanın davalıya ait olup olmadığının belirtilmesi, ikincisi; özel veya teknik bilginin mahkemeye iletilmesi gerekebilir. Örneğin; belli bir yörede kullanılan sözcüklerin ne anlama geldiği, belli bir yerdeki taşınmazların değerlerine ilişkin bilgi, bir yerin orman olup olmadığının belirtilmesi, bir trafik kazasında yolun eğimi veya yolun yüzeyinin kaplama cinsi, üçüncüsü; özel veya teknik bilgi vasıtasıyla bir vakıa tespitinin yapılması gerekebilir. Örneğin; kan grubunun belirlenmesi, eldeki bir makinenin dakikada kaç defa üretim yapabildiği, eser sözleşmesine aykırı olarak yapıldığı iddia edilen bir binanın, projeye uygun olup olmadığıdır. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Bilirkişi raporunun hazırlanması için verilecek sürenin üç ayı geçmemesi gerekir. Bilirkişinin talebi üzerine, kendisini görevlendiren mahkeme gerekçesini göstererek, süreyi üç ayı geçmemek üzere uzatabilir. Ancak, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde bu süreler iki ay olarak uygulanmaktadır. Bilirkişilik görevi, görevlendirme merci tarafından yapılan davete uyup tayin edilen gün ve saatte hazır bulunmayı, yemin etmeyi ve bilgisine başvurulan konuda süresinde oy ve görüşünü mahkemeye bildirmeyi kapsamaktadır. Geçerli bir özrü olmaksızın yapılan davete uyup, tayin edilen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmayan yahut mahkemeye gelip de yemin etmekten veya süresinde oy ve görüş bildirmekten kaçınan bilirkişiler hakkında, tanıklığa ilişkin disiplin hükümleri uygulanır ve durum bilirkişilik bölge kuruluna bildirilmektedir.

-Bilirkişi olmak için gereken şartlar nelerdir. Hangi alanda bilirkişilik yapıyorsunuz?

Bülent ARAS: Bilirkişilik faaliyetinde bulunacak gerçek kişilerde; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından mahkûm olmayanlar, terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmayan, daha önce kendi isteği dışında bilirkişilik sicilinden çıkarılmamış olanlar, disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da sanat icrasından veya mesleki faaliyetten geçici ya da sürekli olarak yasaklanmamış olanlar, başka bir bölge kurulunun listesine kayıtlı olmayanlar, bilirkişilik temel eğitimini tamamlayanlar, bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olmak ya da daha fazla çalışma süresi belirlenmiş ise bu süre kadar fiilen çalışmış olanlar, meslek mensubu olarak görev yapabilmek için mevzuat tarafından aranan şartları haiz olmak ve mesleğini yapabilmek için gerekli olan uzmanlık alanını gösteren diploma, mesleki yeterlilik belgesi, uzmanlık belgesi veya benzeri belgeye sahip olanlar, bilirkişilik temel ve alt uzmanlık alanlarına göre belirlenen yeterlilik koşullarını taşıyanlar başvuru yapabilirler. Ancak, daha önce yaptığı başvurusu mesleki olarak yeterli nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle reddedilenler, bir yıl geçmedikçe yeniden bilirkişilik yapmak için başvuruda bulunamazlar.Ankara Bilirkişilik Bölge Kurulu listesine kayıtlı bir bilirkişi olarak 24 yıla yakın bir süredir 15.000’ın üzerinde ulaştırma-trafik kazası, iş kazası, tren kazası, eser sözleşmesi ve makina mühendisliği diğer uzmanlık alanları ile ilgili dosya incelemem ile birlikte bu tür dava ve uyuşmazlıklarda bilirkişilik yapmaktayım. Ayrıca Bilirkişilik Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte 2017 yılından itibaren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türkiye Barolar Birliği ve bağlı barolar, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği ve bağlı odalar ile Makina Mühendisleri Odasında Bilirkişilik Temel Eğitimleri verdim ve eğitimlerimiz devam etmektedir.

-Bilirkişi raporu nedir açıklarmısınız?

Bülent ARAS: Bilirkişi raporu; görevlendiren merci tarafından bilirkişiden istenilen konularda özel veya teknik bilgiyi gerektiren raporu ifade etmektedir. Bilirkişi raporunda; görevlendirmeyi yapan merci, dosya numarası, yargılamanın taraflarına ait bilgiler, görevlendirme tarihi ve süresi, incelemenin konusu, kendisinden gözlemlenmesi ve incelenmesi istenen maddi unsurlar, inceleme yöntemi, bilimsel ve teknik dayanaklar, gerekçeli sonuç, raporun düzenlenme tarihi, bilirkişi gerçek kişi ise adı ve soyadı, unvanı, sicil numarası ve imzası, bilirkişi tüzel kişi ise ticaret unvanı, kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, tüzel kişi adına raporu tanzim eden gerçek kişi bilirkişinin adı ve soyadı ile sicil numarası ve imzasının bulunması zorunlu olup birden fazla bilirkişi görevlendirilen durumlarda, farklı görüşler varsa raporda ayrı ayrı açıklanır. Farklı görüşler ayrı bir rapor halinde de mahkemeye sunulabilir. Bilirkişi raporuna, incelemeye esas maddi unsurları belgeleyen ve sonuçların açıklanmasına yardımcı olan şema, harita, kroki, fotoğraf, tablo ile diğer kayıt ve belgeler de eklenmesi, bilirkişinin raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunmaması gerekir. Bilirkişi varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak raporunu ilgili mercie verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilmektedir. Taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir. Görevlendiren merci bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirerek buna göre kararını verebilir.

-Bilirkişi eğitimlerini kimler veriyor?

BÜLENT ARAS: Bilirkişilik temel eğitimi Daire Başkanlığınca izin verilmek kaydıyla; üniversiteler, Türkiye Adalet Akademisi, Adli Tıp Kurumu, Türkiye Barolar Birliği ve barolar, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve bağlı odalar, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği ve bağlı odalar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu ve esnaf ve sanatkârlar odaları birlikleri ile Türk Tabipleri Birliği ve bağlı odalar tarafından verilmektedir. İzin verilen eğitim kuruluşlarının listesi Daire Başkanlığınca elektronik ortamda yayımlanmaktadır. Burada verilen eğitim bilirkişinin mesleki ve uzmanlık alanlarına ilişkin olmayıp tüm bilirkişi adaylarına uygulanan bir temel eğitimdir. Bilirkişilik temel eğitimi, beş yıllık meslekî kıdem kazanmış kişiler tarafından alınan ve bilirkişilik faaliyetinin yürütülmesi ile ilgili temel, teorik ve pratik bilgileri içeren eğitimi ifade eder. Temel eğitim, on sekiz saati teorik ve altı saati uygulamalı olmak üzere en az yirmi dört ders saatinden oluşmaktadır. Teorik eğitim; yargılama hukukunun genel ilkeleri, bilirkişilik mevzuat hükümleri, bilirkişinin taşıması gereken nitelikler, bilirkişinin yetkileri ve yükümlülükleri, uyması gereken temel ve etik ilkeler, ispat faaliyeti ve bilirkişi incelemesinin usul ve esasları, teknik konu-hukuki konu ayrımına ilişkin usul ve esaslar ile rapor yazım usul ve tekniğini kapsamaktadır. Uygulama eğitimi; Bilirkişi Bilgi Sisteminin kullanılması, katılımcıların bireysel veya heyet hâlinde sistematik teknikleri kullanma becerilerini geliştirmelerini sağlayacak örnek bir olaya ilişkin bilirkişi raporu düzenleme ile uygulama gözetimi faaliyetlerini içermektedir. Temel eğitime katılmak zorunlu olup temel eğitim belgesi olmayanların bilirkişiliğe başvuru yapmaları mümkün değildir.  Bilirkişilere, bilirkişilik eğitim izni verilen kuruluşlarca teorik ve uygulamalı, toplam altı saatten az olmamak üzere üç yılda bir defa yenileme eğitimi verilmektedir.

-Bilirkişi hukuki değerlendirme yapar mı?

BÜLENT ARAS:Bilirkişilerin hukuki değerlendirmede bulunması mümkün değildir. Mevzuatımıza göre görevlendirmeyi yapmak isteyen merciinin hukuki konularda bilirkişi incelemesi yapmaması gerekmektedir. Bunun en önemli sebebi, hukuku Hâkim uygular ilkesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesinde; “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü yer almaktadır. Mevzuatımızın yanı sıra, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve örf ve adet hukuku kuralları da dahildir. Bu yüzden bunları da Hâkim resen araştırmak durumundadır. Hâkim bunların tespitinde bilirkişiye de başvurabilir, ancak bu konuda taraflardan bir ispat faaliyeti gerçekleştirmeleri istenemez. Yabancı hukuk kurallarını tespit etmek de Hâkimin görevine girmektedir. Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 2. maddesinde; “Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku resen uygular. Hâkim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Bununla birlikte, özellikle yabancı hukukun ve örf adet hukukunun tespitinde, istisnai olarak bilirkişiye başvurulabilmesi gerekebilir. Bilirkişiyi görevlendiren mahkemeye veya savcılık çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vermektedir. Ancak, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Buna göre, bilirkişi ihtiyacı, özel ve teknik bilginin gerektiği hallerde söz konusu olmaktadır. Bilirkişi incelemesinin konusunu oluşturan bilgi, uyuşmazlığın çözümü bakımından duyulan ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olmalıdır. Söz konusu bilgi teknik, bilimsel, sanatsal, deneysel, yöresel bir bilgi olabilir. Buradaki iki temel sınır; bilginin hukuki olmaması ve genel bilgi ve tecrübe çerçevesinde bilinmesine gerek olmaması halleridir. Diğer bir sınır da Bilirkişilik Kanununda düzenlenmiştir: “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ile bu Sisteme entegre bilişim sistemleri veya yazılımlar vasıtasıyla ulaşılabilen bilgiler veya çözülebilen sorunlar için bilirkişiye başvurulamaz.” Bilirkişilik Kanununun 3. maddesinde; “Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz” hükümleri yer almaktadır. Bilirkişilik Kanununun 13. maddesine göre, 3. maddede belirtilen temel ilkelere aykırı olarak bilirkişilik faaliyetinde bulunulması bilirkişilik listesinden çıkarılma nedenidir.

-Bilirkişi İncelemesine Başvurulmasının Zorunlu Olduğu haller nelerdir?

Bülent ARAS:Örnek olarak açıklamak gerekirse hukuk yargısında: Cinsiyet değişikliğinde, akıl hastalığına dayanılarak açılan boşanma davalarında, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında, akıl zayıflığı veya hastalığı sebebiyle kısıtlama kararında, daha önceden verilmiş olan vesayet kararının kaldırılmasında, Kamulaştırma Kanunu’na göre, davanın taraflarının bedel üzerinde anlaşamaması hâlinde, ceza yargısında: para ve Devlet tarafından çıkarılan çeşitli değerler üzerindeki sahtelik iddialarında, şüpheli (gözlem altına alınan kişinin) veya sanığın akli durumunun ve bu durumun kişinin davranışı üzerindeki etkisinin tespitinde, şüphelinin, sanığın veya diğer ilgililerin beden muayenesi veya vücudundan örnek alınmasında yahut genetik incelemede, ölünün adli (dıştan) muayenesinin ve otopsisinin yapılmasında bilirkişi incelemesi yapılması kanunen zorunlu kılınmıştır. Bazı hâllerde ise, bilirkişi incelemesini zorunlu kılan açık bir kanun hükmü olmamakla birlikte Yargıtay kararlarında belli bir konunun özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğine hâkimin o konularda bilirkişi incelemesine başvurması gerektiğini ifade etmektedir. Örnek olarak ayırt etme gücünün var olup olmadığı veya akıl zayıflığının tespiti, bedensel zararın, fiziksel veya psikiyatrik bir rahatsızlığın tespiti, yazı ve imzanın aidiyeti, sahtelik incelemesi, bilanço, ticari defter veya hesaplar üzerindeki incelemeler, bir şirket veya kooperatifin borca batık olduğunun tespiti, hasar miktarının tespiti, kira bedelinin tespitidir. Mevzuatımıza göre, kusur, ayıp, ayırt etme gücü, hakaret, iltibas-iktibas (ürün benzerliği vs.), maddi-manevi tazminat miktarı, nafaka tutarı, taşınmaz sınırları, haksız fiil, hükümsüzlük, meşru müdafaa-zorunluluk hali, ifanın uygunluğu, muvazaa, kasıt, kasıt hukuki kavramlar olup bu hususların hiçbirinde doğrudan bilirkişiye başvurulamaz. Sadece bu hususların tespit edilebilmesi için gerekli ise teknik-bilimsel-fenni inceleme yaptırılabilir.

-Bilirkişilerin Hukuki ve Ceza sorumlulukları Nelerdir?

Bülent ARAS:,Bilirkişi, Türk Ceza Kanunu anlamında kamu görevlisidir. Bilirkişi, kasten gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, Türk Ceza Kanunun 276. maddesi uyarınca sorumlu tutulur. Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu etmektedir. Ayrıca görevlendiren merci tarafından belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi görevden alınıp, yerine bir başka kimse, bilirkişi olarak görevlendirilebilir. Bu durumda mahkeme, görevden alınmış olan bilirkişiden, görevden alındığı ana kadar yapmış olduğu işlemler hakkında açıklama yapmasını talep eder ve ayrıca bilirkişinin dizi pusulasına bağlı bir biçimde görevi sebebiyle incelenmek üzere kendisine teslim edilmiş bulunan dosya ve eklerini mahkemeye hemen tevdi etmesini ister. Hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, bilirkişiye ücret ve masraf adı altında hiçbir ödeme yapılmamasına karar verilebilir ve gerekçesi gösterilerek gerekli yaptırımların uygulanması bilirkişilik bölge kurulundan talep etmektedir.

-Bilirkişilerin sarf etmiş olduğu emek ve mesaisinin karşılığı nedir?

Bülent ARAS:Bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenmektedir. Bilirkişinin ücreti Adalet Bakanlığınca her yıl güncellenecek bir tarifeyle düzenlenmektedir. Hâkim, işin mahiyetine göre bu tarifede yazılı bilirkişi ücretlerini artırabilir ve indirebilir. Ayrı bir inceleme ve araştırmayı gerektirmeyen seri dosyalarda bu tarifede yazılı bilirkişi ücretlerinde indirim yapılabilir. Yazı işleri müdürü veya görevli personel tarafından bilirkişi ücretinden gerekli vergiler kesildikten sonra kalanı bilirkişiye ödenmektedir. Bilirkişi ücretinin tayininde mahkemece görevlendirmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan tarife esas alınmaktadır. İşin mahiyetine göre bilirkişi isterse ek ücret talebinde de bulunabilir.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir dipnotunuz var mı?

Bülent ARAS: Bilirkişilik Kanunu uyarınca Bilirkişilik Daire Başkanlığı yanında Bilirkişilik Danışma Kurulu ve Bilirkişilik Bölge Kurulları oluşturulmuştur. Bilirkişilik Danışma Kurullarında Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve HSK temsilcileri olmakla birlikte STK temsilcileri bulunmaktadır. Bilirkişi Bölge Kurularında ise HSK tarafından seçilen hakim ve savcılar bulunmakla birlikte herhangi bir bilirkişi temsilcisi bulunmamaktadır. Bilirkişilerin listelere kabulü, listeden çıkarılması ve listeden uzaklaştırılması bilirkişi bölge kurulları tarafından verildiğinden dolayı bilirkişi temsilcilerinin de olması zorunluluk arz etmektedir. Ayrıca Bilirkişilik Danışma Kuruluna seçilecek STK temsilcileri herhangi bir seçim sonucu seçilmemekte tamamen STK yetkililerinin inisiyatifine bırakılmıştır. Bilirkişi Danışma Kurullarına talep edilen STK temsilcilerinden en az 10 yıl bilirkişilik yapma şartı aranmalıdır. Bilirkişilik yapmayan bir STK temsilcisinin Bilirkişi Danışma Kurullarında bilirkişileri temsil ve karar alma konusunda sorunların olabileceği aşikardır. Bilirkişilik Yönetmeliğinin 31. maddesine göre, alanlarındaki uzmanlıkları ve bilimsel yeterlilikleri dikkate alınarak, bilirkişilik temel eğitiminden ve listeye kaydolmaktan muaf tutulacaklara ilişkin usul ve esasların belirlenmesine dair genelgeye göre oluşturulan listede yer alan kişiler temel eğitimden muaftır hususu keyfi tutumlara neden olmakla uygulanmaması, ayrıca 06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları için, 04/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesi gereğince sadece kamulaştırma alt uzmanlık alanında görev yapmak kaydıyla, bilirkişiliğe kabul şartları bakımından temel eğitim alma şartı aranmaz hükümleri eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. Bilirkişi yönetmeliği uyarınca 65 adet üst uzmanlık alanı ve 857 alt uzmanlık alanı belirlenmiş olup bu uzmanlık alanlarını çoğunluğunda uyuşmazlık söz konusu olmayıp üst ve alt uzmanlık alanlarının açılan ve açılması muhtemel olan davalara göre belirlenmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


İlginizi Çekebilir

BAŞKAN KÖYMEN: “MALTEPE’DE YAŞAM VAR DİYEBİLECEĞİMİZ BİR YER HALİNE GETİRMEK ANA HEDEFİMİZDİR.”

BTP KARTAL BELEDİYE BAŞKAN ADAYI YILMAZ. “ KARTAL'IN EN BÜYÜK SORUNU . YÖNETİM VE LİYAKATSİZ YÖNETİCİLER.”

BOYRAZ," BELEDİYELERİMİZ KAYIT DIŞININ ÖNLEMESİ İÇİN MAALESEF İSTEKLİ DEĞİLLER.”

RESSAM YAĞCI “İNSAN HAYATINA SANAT GİBİ GÜZEL BİR DOKUNUŞTA BULUNMAK, BENİ MUTLU EDİYOR.”

ALTUN: “FOTOĞRAF ÖNCELİKLE TEKNİĞE DAYANIYOR

RESSAM ORAKOĞLU “BİREYİN KENDİNİ TANIMASI , KENDİNDEKİ FARKLI YÖNLERİNİ KEŞFETMESİ ÖNEMLİDİR.”

ARAS: “BİLİRKİŞİLERİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMEDE BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR."

ORAKOĞLU “SANATÇI NE ANLATMAK İSTEDİGİNE KENDİSİ KARAR VERMELİDİR."

BAŞKAN ŞAKAR: TABELA PARTİSİ OLARAK HATIRLANMAK İSTEMİYORUZ.”

BULUT : “HEYECANLA, AZİMLE KARTALLI KOMŞULARIMIZA EN İYİ HİZMETİ VEREBİLMEK ADINA ÇALIŞIYOR VE ÇABALIYORUZ”

  • Salı 18.1 ° / 10.5 ° Güneşli
  • Çarşamba 17.4 ° / 11.4 ° false
  • Perşembe 18.3 ° / 11.9 ° Güneşli

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 32 1 3 65 99
2.Fenerbahçe 36 29 1 6 61 93
3.Trabzonspor 36 19 13 4 16 61
4.İstanbul Başakşehir 36 17 12 7 11 58
5.Beşiktaş 36 16 13 7 6 55
6.Kasımpaşa 36 15 14 7 -4 52
7.Alanyaspor 36 12 10 14 3 50
8.Rizespor 36 14 15 7 -8 49
9.Sivasspor 36 12 12 12 -10 48
10.Antalyaspor 36 11 13 12 -6 45
11.Adana Demirspor 36 10 12 14 -2 44
12.Samsunspor 36 11 16 9 -8 42
13.Kayserispor 36 11 14 11 -12 41
14.Konyaspor 36 9 14 13 -11 40
15.Ankaragücü 36 8 13 15 -4 39
16.Gazişehir Gaziantep 36 10 18 8 -10 38
17.Fatih Karagümrük 36 9 17 10 -3 37
18.Hatayspor 36 8 15 13 -9 37
19.Pendikspor 36 9 18 9 -30 36
20.İstanbulspor 36 4 25 7 -45 16